Osman Çeviksoy

Çorum’a bağlı Feruz Köyü’nde çiftçilikle geçimini sağlayan Emine Hanım ile İhsan Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi. Altı çocuklu ailenin ilk çocuğudur. Bir yıl geç başladığı Feruz Köyü İlkokulunu 1964’te bitirdi. Aynı yıl kaydolduğu Çorum Eti Ortaokulundan 1968'de mezun oldu. O yıl Çorum İlköğretmen Okulunun hem gündüzlü hem parasız yatılı sınavlarına girdi, ikisini de kazandı. İlköğretmen Okulunda okurken de ortaokul yıllarında olduğu gibi yaz tatillerinde çalışmaya devam etti. Kiremit ve tuğla ocağı, lastik çizme fabrikası, ekmek fırını gibi yerlerde, semt pazarında sebze satmak gibi işlerde çalıştı, çay ocağında garsonluk yaptı.

1971’de öğretmen okulunu bitirerek sınıf öğretmeni oldu. Eylül 1971’de ilk ataması yapıldı ve Hakkâri ili Beytüşşebap ilçesi Bölücek köyünde ilkokul öğretmeni olarak göreve başladı. 1972 yılı yaz tatilinde aynı orta okulu, aynı öğretmen okulunu bazı yıllar ayrı, bazı yıllar aynı sınıflarda okudukları meslektaşı Fatma Habibe Hanım’la evlendi. Eş durumundan tayini Ankara ili Kalecik ilçesi Yeniçöte köyü ilkokuluna çıktı. Burada çalışırken askerliğini istedi. Askerliğinin on iki ayını Etimesgut Zırhlıbirlikler okuma yazma okulunda, kalan sekiz ayını Ayaş Bayram köyünde yaptı. 1976’da ilk tercihi olan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe (Gece) Bölümü'nü kazandı. Önceleri Ayaş ve Kırıkkale’de, sonra da Ankara merkezde çalışarak yüksek tahsiline devam etti. 1979’da, Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü bitirdi, ancak orta öğretime geçmedi.

1981’in Aralık ayında Almanya’daki Türk işçi çocuklarına Türkçe ve Türk Kültürü dersleri vermek üzere geçici görevlendirme ile Baden Würtemberg Eyaleti Stturtgart şehrine gönderildi. 1987 Temmuz’una kadar çalıştıktan sora Türkiye’ye döndü. Ortaöğretime geçerek 1987-1988 öğretim yılına Ankara Tevfik İleri (Merkez) İmam Hatip Lisesinde Türkçe/Edebiyat öğretmeni olarak başladı. Burada öğretmenliğine devam ederken Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1988). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçenin Eğitim ve Öğretimi Ana Bilim Dalında yüksek lisans derslerine (1990) devam etti, liseler için ders kitabı yazma çalışmalarından dolayı tez yazma aşamasında bu öğrenimini yarıda bıraktı. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı bünyesinde oluşturulan Türk Dili ve Edebiyatı program hazırlama ve kitap inceleme komisyonlarında (1990–1995) geçici görevle çalıştı. Sonra tekrar Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesindeki edebiyat öğretmenliğine (1995–2004) döndü. Öğretmenliğinin son iki yılını Ankara Hasan Âli Yücel Anadolu Öğretmen Lisesinde (2004–2006) geçirdi. Temmuz 2006’da 35 yıllık öğretmenlik mesleğinden emekliye ayrıldı.

Töre Dergisi Hikâye Yarışması mansiyon ödülü, Gerçek Dergisi Dede Korkut Hikâye Yarışması üçüncülük ödülü, Yeni Düşünce Dergisi Hikâye Yarışması birincilik ödülü, 1981 yılı Kültür Bakanlığı Atatürk'ün Doğumunun 100. Yılı anısına düzenlenen yarışmalarında “Beyaz Yürüyüş” adlı kitabıyla öykü dalında birincilik ödülü, 1985 yılında “Duvarın Öte Yanı” adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Hikâyecisi ödülü, 1994 yılında “Sana Seni Anlatmak” adlı kitabıyla Milli Eğitim Bakanlığı İkincilik ödülü, 2011 yılında “Aklıma Yıldız Düştü” adlı kitabıyla İLESAM Hikâye Ödülü yazarın kazandığı ödüllerden bazılarıdır. Osman Çeviksoy, Türkiye Yazarlar Birliği, İLESAM ve Avrasya Yazarlar Birliği üyesidir. Hâlen Avrasya Yazarlar Birliği başkan yardımcılığı, Edebiyat Akademisi Başkanlığı, akademi bünyesinde her yıl açılan atölyelerden Hikâye Atölyesi'nde hocalık yapmaktadır. Evli ve iki erkek çocuğu sahibi olan Osman Çeviksoy, Ankara'da ikamet etmektedir.

 

Osman Çeviksoy, yazmaya; şair ve yazar olan ilkokul öğretmeni Nuri Ağca’nın heveslendirmesiyle dördüncü sınıfta şiirler yazarak başladı. Öğretmeni gibi güzel yazılar, şiirler yazmayı, gazete ve dergilerde yayınlamayı istiyordu. İlk kez 1968’de Bab-ı Âli’de Sabah gazetesinin "Halk Kürsüsü" bölümünde bir şiiri yayımladı. Aynı yıl hikâye ve şiirleri Çorum Ekspres gazetesinde çıkmaya başladı. Şiir, hikâye ve romanlarını Çorum Ekspres (1968–1975) başta olmak üzere, Yeni Tanin, Eğitim Alanı, Yeni Devir (1975–1978), Gerçek, Hisar, Millî Kültür, Divan, Millî Eğitim ve Kültür, Doğuş Edebiyat, Türk Edebiyatı, Töre, Türk Yurdu, Dolunay, Oluş, İlkyaz, Türkiye, Millî Eğitim (1978–1996), Edebiyat Otağı, Kardeş Kalemler, Hâle, Berceste, Kurgan (2007–2017) gibi dergi ve gazetelerde yayımladı. 1980’e doğru yazdığı, yayımladığı ne varsa (roman, hikâye, şiir) hepsini yok sayıp biriktirdiklerini yakarak kısa hikâye türü üzerinde yoğunlaştı ve daha çok hikâyeci kimliği ile ön plana çıktı. Yazar, kendisi ile yapılan bir söyleşide şiirle bağını kesme sebebini şu cümlelerle açıkladı: "Aslında yazmaya şiirle başladım. Bir gün beni çok üzen bir trafik kazasını şiirle anlatmaya çalıştım, olmadı. O günden sonra şiirin yanı sıra hikâye de yazmaya başlamıştım. Epeyce bir zaman şiirle hikâye birlikte yürüdü. Sonra şiiri tamamen bırakıp hikâye ve roman üzerine yoğunlaştım."(Akdağ, 2014: 20).

Çeviksoy'un Beyaz Yürüyüş adlı ilk hikâye kitabı, 1982 yılında Kültür Bakanlığı Yayınları arasında çıktı; aynı yıl ikinci kitabı Tutuklu Yürek Ocak Yayınları arasında neşredildi. Bu iki kitabın ardından günümüze dek on hikâye kitabı daha neşretti. Osman Çeviksoy'un hikâyeciliği üç döneme ayrılarak incelenebilir: İlk dönem hikâyelerinde Anadolu, ikinci dönem hikâyelerinde gurbet, son dönem hikâyelerinde ise Anadolu ve orta hâlli şehir insanları ön plana çıkar (Gökçehan 2013: 10). Çeviksoy, hikâyelerinde Anadolu insanının çeşitli hâllerini, gerçekçi bir tutumla hikâyeleştirdi. Köyden şehre göç, muhafazakârlık, aşk, sağlık, vatan sevgisi, kadın, aile çözülmesi, kültürel değişme, göç, Almanya'daki gurbetçilerimizin yaşamları Osman Çeviksoy'un hikâyelerinin belli başlı konularını oluşturmaktadır. 35 yıl öğretmen olarak hizmet veren yazar, pek çok hikâyesinde bu meslekten edindiği gözlemleri yansıttı. Yazar, kendisi ile yapılan bir söyleşide hikâyelerinde ele aldığı insan tipleri ile ilgili şu bilgileri verir: "Hikâye kişilerimin çoğu günlük hayatın içinden alınmış, canlı, yaşayan, gerçek kişilerdir. Ancak bunlar sıradan, kişiler değil, seçilmiş kişilerdir. Mutlaka bir yönleriyle, bir özellikleriyle; bir güzellikleriyle, bir duruşlarıyla, ilgimi çekmiş, beni adeta sarsmış, hikâye kahramanlarım olmaya hak kazanmış kişilerdir. Bunlar gecelerimi, uykularımı; hatta rüyalarımı çalmaya hak kazanmış kişilerdir. Evlatlarını okutabilmek uğruna bütün mal varlığını herkes değil yalnız Deli Eşrefler harcayabilir. Bir bayram sabahı, köylünün ne diyeceğine aldırmadan, evini ocağını bırakıp köyün hayli uzağındaki bahçesine, ayçiçeğiyle dertleşmeye ancak Fadime kadınlar gidebilir. Öfkeyle başlattıkları yürüyüşlerini lekesiz beyaza boyayıp dönmek için Şakir ile Fazlı olmak gerekir. “Duvarın Öte Yanı”na “Derdimi Gül Eyledim” diyebilen, her şeye sıfırdan başlayan, korkusuz Simoneler geçebilir. Güllerin üstüne kar yağsa da Bedrettin kötüye, kötülüklere teslim olmaz. Her babaya değil; evini, ailesini canından çok seven, karısından bin kat daha duygusal olan, gözyaşı denizine ha düştü, ha düşecek gibi olan babaya “Ağlamak Yasak”tır. Ancak Karabeylerin başına dağlar düşebilir… Bu kişilerin hepsi gerçektir; aramızda yaşayan, tanıdığımız, bildiğimiz insanlardır. Bunlar bizim annemizdir, babamızdır, eşimizdir çocuğumuzdur, komşumuzdur yani bizlerden birileridir. Diyebilirim ki ben, tanıdıklarımdan bazılarını diğer tanıdıklarıma anlatıyorum. Anlatan, anlatılan, okuyan, kimse kimseye yabancı değil. Bundan dolayı okuyucularım yazdığım hikâye ve romanlarda ya kendilerini buluyorlar ya da bir yakınlarını… “Sana Seni Anlatmak” adlı hikâye kitabım yayınlanınca “Gerçekten bana beni anlatmışsın!” diyenlerin sayısı az olmadı. “Boş Hamal” hikâyesine bile “Tıpkı beni anlatmışsın.” diyen bayanlar çıktı. Bir yazar arkadaşım hikâyeyi Kardeş Kalemler’de okuduktan sonra Muhsin Emmi’nin hayatta olup olmadığını sordu. Onu çok sevdiğini, hayattaysa ziyaretine gitmek istediğini söyledi. Bütün bu tepkileri olumlu buluyor, büyük oranda kişi ve konu seçimime bağlıyorum. (Zeynalov, 2010).

Sidar Gökçehan, Osman Çeviksoy'un hikâye dünyasını şu cümlelerle değerlendirdi: "Çeviksoy, hikâyelerinde genel olarak olumlu-olumsuz tip çatışmalarına yer vermiştir. Türk örf ve âdetlerine bağlı tiplerin karşısına modernite içinde asimile olmuş tipleri koymuştur. Olumladığı tiplerle yazar aynı dünya görüşüne sahiptir denebilir. Bu nedenle olumladığı tipleri hikâye gerçekliğine uygun olarak olabildiğine yüceltmiş, olumsuz tiplerini ise olabildiğince yermiştir. Hikâyelerinde acıklı çarpıcı sonları sıklıkla kullanan Çeviksoy, pek çok hikâyesinde eğitim temasına yoğunlaşır. Çeviksoy, hikâyelerini günlük konuşma dili ile kaleme almıştır. Hikâyelerinde klasik vaka örgüsü çoğunlukla bağlı kalsa da yazarın anlatımını etkileyici hâle getirmek amacıyla zaman zaman geri dönüşlere başvurduğu gözlenir." (Özdemir, 2016: 202-209).

Çeviksoy, 1980 sonrası Türk hikâyeciliğinde göç ve Almanya'daki gurbetçilerimizin yaşamlarına eğilen hikâyeleri ile de dikkat çeker. Nesime Ceyhan Akça ise yazarın hikâyelerindeki göç teması ile ilgili şu tespitleri yapar: "Osman Çeviksoy’un Almanya’da çalıştığı dönemlerden ruh ve gönül dünyasına tesir eden ve buradan yansıyan hadiselerin kaleme döküldüğü hikâyeleri, ağırlıklı olarak Ağlamak Yasak (1984), Duvarın Öte Yanı (1984) ve Derdimi Gül Eyledim (1989) adlı kitaplarında önümüze çıkar. Yazarın Geriye Hüzün Kalır (1990), adlı kitabında ise kitapla aynı adlı hikâyede konu Almanya’da geçer. Osman Çeviksoy’un anılan bu dört hikâye kitabında toplam otuz üç hikâyede temaların Almanya etrafında şekillendiğini gördük. Osman Çeviksoy’un hikâyelerinde Anadolu’dan Almanya’ya çalışmaya gitmiş saf Anadolu insanının içine düştüğü hasretten başka Alman insanı ile yaşam ve zihniyet farklılığından doğan büyük şaşkınlık, çok soğukkanlı bir üslupla aktarılır. Hikâyelerde sadece Türkler değil, Türkler gözüyle Almanlar da çözümlenmeye çalışılmış, zaman zaman trajikomik manzaralar ortaya çıkmıştır. Yaşanmış hadiselerin yazara anlatılmasından doğan hikâyeler yanında yazarın bizzat şahit olduğunu düşündüğümüz bu realist hikâyeler, birinci ve ikinci kuşak Türk göçmenlerin durumunu, bu ilk göçmen nesle Almanların bakışını tespit edebilmemiz açısından önemli vesikalar sayılabilir. Realist gözleme dayalı bu hikâyeler, şaşırtıcı sonları ve hikâye boyunca diri kalan merak unsuru ile her yaştan okuyucu zümresini kendisine çekebilecek niteliktedir."(Ceyhan, 2015: 13-14).

Yazarın “Bir Mavi Duman” adlı hikâyesi “Hasret” adıyla televizyon ve video filmi olarak yayınlanmıştır. Osman Çeviksoy'un üzerinde durulması gereken bir diğer yönü romancılığıdır. Yazar, günümüze dek Başıma Dağlar Düştü (1994), Ömrümüz Gurbet (2008) ve Bebiha: Aşkın ve Yokluğun Romanı (2018) adlı üç romana imza atmıştır. Genel olarak köyü konu alan romanlarında Anadolu'daki toplum, tarih ve siyaset olaylarını; köyün sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel durumunu köy, kasaba, kent ve ulus çerçevesinde işledi (Bulgan, 2016: 99). Çeviksoy'un Başıma Dağlar Düştü adlı romanı, TRT tarafından radyo oyunu olarak seslendirilip yayımlandı. 1980 sonrası Türk edebiyatında hikâyeci kimliği ile ön plana çıkan Osman Çeviksoy, 2016'da Basra'dan Balkanlar'a Gezi Günlükleri adıyla gezi notlarını neşretmiş, çocuk edebiyatı alanında dört kitaba imza atmıştır.

 

Kaynakça

Akdağ, Ayşe Bengisu (2014). "Osman Çeviksoy İle Söyleşi". İncir Çekirdeği. Ağustos 2014. https://issuu.com/incircekirdegidergisi/docs/a?_ustos.derg_. (Erişim Tarihi: 22 Haziran 2018.)

Bulgan, Gamze (2016). "Osman Çeviksoy’un Romanında Anadolu’nun İzi: Başıma Dağlar Düştü". Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi. 5: 99-113.

Ceyhan Akça, Nesime, (2015). "Osman Çeviksoy’un Hikâyelerinde Almanya’daki Birinci ve İkinci Kuşak Göçmen Türkler". Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 8. 1: 11-24.

Gökçehan, Sidar (2013). Osman Çeviksoy’un Hikâyeciliği. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Karaca, Alaattin (1989). "Osman Çeviksoy’un Hikâyelerinde Batı Almanya". Türk Yurdu. S.26: 46-47.

Özdemir, Sidar (2016). "Osman Çeviksoy'un Yeryüzü Gökyüzü Hikâyesi Üzerine". Yaşayan Hikâyemiz: Günümüz Türk Hikâyesi Üzerine İncelemeler içinde. ss. 202-209, (Ed. Necati Tonga, 2. Baskı), İstanbul: Kesit Yay.

Yalçın, Murat (Ed., 2010). Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. C.1. İstanbul: Yapı Kredi Yay. 306.

Zeynalov, Eyvaz (2010). "Osman Çeviksoy Mülâkatı". Kardeş Kalemler. 48. http://www.kusluktayazarlar.com/roportaj/osman_kardeskalemler.htm. (Erişim Tarihi: 22 Haziran 2018).

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. NECATİ TONGA

Yayın Tarihi: 23.05.2019

Güncelleme Tarihi: 19.12.2020


 

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Beyaz YürüyüşMilli Eğitim Bakanlığı Yay. / İstanbul1982Hikâye
Tutkulu YürekOcak Yay. / Ankara1982Hikâye
Ağlamak YasakMayaş Yay. / Ankara1984Hikâye
Duvarın Öte YanıMayaş Yay. / İstanbul1985Hikâye
Kar Yağar Gül ÜstüneMillî Eğitim Bakanlığı Yay. / Ankara1986Hikâye
Derdimi Gül EyledimOcak Yay. / Ankara1989Hikâye
Geriye Hüzün KalırKültür Bakanlığı Yay. / Ankara1990Hikâye
Sana Seni AnlatmakMillî Eğitim Bakanlığı Yay. / Ankara1994Hikâye
Başıma Dağlar DüştüAkçağ Yay. / Ankara1994Roman
Bir Çağ MasalıAkçağ Yay. / Ankara2004Diğer
Büyüyorsun YavrucuğumAkçağ Yay. / Ankara2004Diğer
Ömrümüz GurbetElips Yay. / Ankara2008Roman
Aklıma Yıldız DüştüAkçağ Yay. / Ankara2011Hikâye
Karanlıkta Ses GibiAkçağ Yay. / Ankara2011Hikâye
Sarı Mantolu KızAkçağ Yay. / Ankara2013Diğer
Babalar OğullarAkçağ Yay. / Ankara2013Diğer
Seninle Bin YılAkçağ Yay. / Ankara2015Hikâye
Yarın Diye DiyeAkçağ Yay. / Ankara2015Hikâye
Basra'dan Balkanlar'a Gezi GünlükleriAkçağ Yay. / Ankara2016Gezi Yazısı
Bebiha: Aşkın ve Yokluğun RomanıAkçağ Yay. / Ankara2018Roman